Ege ile Akdeniz 'in birbirine kavuştuğu, özel çevre koruma bölgesi olan Datça Yarımadası el değmemiş kumsallara, sayısız doğal koylara, tarifsiz bitki örtüsüne temiz hava ve denize sahip olup ülkemizin hala güzelliğini koruyan nadir bölgelerinden biri. Cennetten kopmuş bir parça Şehir stresinden ve gürültüsünden uzakta insanı hayrete düşürecek doğa ve tarih zenginliğine sahip yarımada 3 B ile meshur; Balık , Bal , Badem.
Datça'ın en önemli özelliklerinden biri iklimdir. Isı seyrek olarak 35 derecenin üstüne çıkar. Havadaki nem oranı %35-60 arasında olup, oksijen miktarı çok yüksektir. Bu nedenle Datça hiç bir zaman diğer Akdeniz ve Ege turizm merkezleri kadar sıcak olmaz. Datça'da denizden gelen tatlı esinti, gece veya gündüz kendinizi çok rahat ve iyi hissetmenizi sağlar.
Doğal güzellerinin yanında yüzyıllar boyu değişik uygarlıklara, krallıklara ev sahipliği yapmış olan Datça yarımadası'nı açık hava müzesi diye adlandırmak hiçte yanlış bir tanımlama olmaz.
Ova Bükü, Hayıt Bükü ve Kızıl Bük'ü içine alan Mesudiye Köyü'nün harika plajlarının hiçbirinde kalabalık, dolayısıyla yer bulma gibi bir sorunla karşılaşmazsınız. Hayıt Bükü ve Kızıl Bük'ü Ova Bükü'ne sadece 5-10 dakika yürüme mesafesindedir. Koy boyunca küçük aile restaurantları ve kafeler günün her saatinde açık olduğu için yiyecek ve içecek ihtiyacınızı kolaylıkla karşılayabilirsiniz. Hayıt Bükü koyunda bulunan iskele, tekne ve yat kullanıcıları için mekanı popüler kılmaktadır. Yine Ova Bükü'den yürüyüş mesafesinde olan Kızıl Bük hemen Hayıt Bükü'nün yanında uzanmaktadır. Ova Bükü ile Datça arası 16km olup gün içinde minibüs seferleri mevcuttur.
Palamut Bükü Datça Yarımadasının başka bir güzelliği.... Ova Bükü'nden Palamut büküne giderken karşılaşacağınız denize hakim manzaralı tepeler nefesleri kesecek güzelliğe sahip. Palamut Bükü`nün Ova Bükü ile uzaklığı 7km dir.
Kendinizi bu cennet mekanlarda her gün başka bir güzellikte denize girerek şımartıp ödüllendirebilirsiniz.
Datça Yarımadası`nın tarihi, bazı arkeolojik bulguların tanıklığıyla Miken Uygarlığı'na kadar çıkarılmakla birlikte yarımadanın M. Ö 12. yüzyılda, Dorlarin gelişiyle canlandığı kabul edilmektedir. Dorlar, Hexapolis Birliği altında altı şehir kurmuşlar. Bu şehirlerden biri olan Knidos, Datça Yarımadası üzerine kurulmuş ve birliğin merkezi olmuş. Pers saldırılarına (M.Ö, 546) karşı koymak için Dorlar, Balık aşıran denilen yerde kanal açarak yarımadayı ada yapmak istemişler. Ancak umulduğundan daha sert ve keskin çıkan kayalar, çalışanların el ve yüzlerinde yaralar açınca, tanrıların gazabına uğradıklarına inanarak vazgeçmişler. Persler dostça karşılanmışlar. Perslerden sonra, Datça Yarımada'sı Atina'lıların, Roma'lıların ve 1282'de Germiyanoğulları'ndan Menteşe Bey'in yönetimine geçmşs. Datça1390 yıında Yıdırım Beyazıt tarafından Osmanlı İmparatorluğu'na katımış, Sultan Reşad zamanında adı Reşadiye olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döeminde Datça adı altında Muğla iline bağlı bir ilçe olmuştur.
Kendi aracınızla geliyorsanız, Datça - Ova bükü arasi 16 km dir. Karayolu ile; Marmaris`den Datçaya gelirken, Datça Merkezine 4km. kala sağa Knidos yol ayrımına saparak yaklaşık 10 km. Sonra da Mesudiye sapağından Ova Buküne ulaşabilirsiniz.
Otobüs ile seyahat ediyorsanız; nereden geliyor olursanız olun, son durak Datça'dır. Datça'dan günün değişik saatlerinde Ovabükü'ne dolmuşlar kalkmaktadır.
Yolculuk yaklasik 2 saat sürmektedir. Yaz sezonunda günde bir kez karşılıklı Bodrum-Datça arabalı feribot seferleri vardır, Datça Körmen Feribot İskelesinden Mesudiye yaklaşık 10km.dir. İskeleden taksi bulabilirsiniz.
Bodrum ya da Dalaman hava limanlarını kullanabilirsiniz.
Borum hattını tercih ettiginizde Bodrum-Datça feribot seferlerinden faydalanabilirsiniz.
Dalaman hattını tercih ettiğinizde: Dalaman-Ovabükü arasi 3 saat olup, özel araç temin etmek zorundasınız.
Dalaman 160km
Marmaris 70 km
Ankara 750km
İst 800km
Bodrum Feribot 1.5 saat , deniz otobüsü 35dk
"Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, onu Datça yarımadasında bırakır." Strabon, Cappadacia, Turkiye (56 BC-21 AD),